Açıklamalı Rüya Tabirleri Ansiklopedisi adını verdiğim bu eserimi, değerli oku rlarıma sunarken, rüya görmekle ilgili, birkaç kısa cümlecikle ifade-i meramda bulunmayı muvafık gördüm.
Şu fani dünyada rüya görmeyen hiçbir fani insan yoktur. Her insan rüya görür, görecektir ve görmeye devam edecektir. Şu da bir gerçektir ki, rüya görmek, ya da görmemek, hiç kimsenin kendi elinde ve kendi isteğinde olan bir durum da değildir. Herkes rüya görür, hiç kimse ben rüya görmüyorum diyemez. Hoş insan rüya görmek istese de göremez ya! Bir kimse, rüya görmek için, her ne kadar istekli olursa olsun, kendi çabasıyla rüya görmesi mümkün değildir. Belli ki, rüya denen müjdeyi, inana gösteren ve hazırlayıp sunan bir kuvvet ve kudret var. Hiçbir şey tesadüfi (kendiliğinden olmuş) değildir. Rüya deyip geçmeyesin. Onun dizginini tutan, dilediğini dilediğine veren, istediğini istediğine gösteren bir kudret var. Ve o kudretin gücü her şeye yetmektedir.
Şu da akılda tutulması gerekli bir gerçektir ki, bir kimsenin gördüğürüyalar, iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır. İyi ve güzel rüyalarolduğu gibi,kötü ve korkulu rüyalarda vardır. Önemli olan kişinin,iyi ve güzel rüyalar görebilmemutluluğuna ermesidir. Yüce peygamberimiz hadis-i şeriflerinde rüyalar açıklık ve netlik bakımından üç kısma ayrılırlar buyurmuştur.
1-Allah tarafından, yani uykuda iken kuluna Allah’ın bildirdiği rüyadır ki, yoruma ihtiyaç yoktur. Açık ve nettir.
2-Melek tarafından, yani kişiye uykusunda rüya meleği tarafından gösterilir ki, bu rüya yoruma muhtaçtır.
3- Şeytan tarafından, yani kişiye uykusunda şeytan tarafından telkin edilen, gösterilendir ki, "Edğas-u ahlam" dır. Yorumlanmaya değmez, karma karışık seçilemeyen rüyalardır. Allah Teala ve melek tarafından gösterilen rüyalar, iyi ve güzel rüyalardır. Şeytan tarafından telkin edilip gösterilen rüyalar, kötü ve korkulu rüyalardır. Çünkü şeytan, insana hayır göstermez. O kötülüğün kaynağı, insanın düşmanıdır.
Şu gerçeği de aklımızda tutalım ki, görülen rüyaları kötüye yormamalıyız. Çünkü rüyalar nasıl yorumlanırsa, öyle çıkar, yapılan yoruma göre gerçekleşir.
Rüya tabiri ilmi, dinimizin islam’da önemli bir ilimdir. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de bildirilen misal ve örnekler, yüce peygamberimizden gelen bilgiler, bu ilmin değerini gösteren yanılmaz gerçek belgelerdir.
Görülen rüyayı yorumlamakonusunda ise; bilgi ve ehliyet sahibi, insanların hayır ve iyiliğini isteyen, nasihat ve öğüt ehli, gönlü Allah sevgisiyle dopdolu kimseye anlatmalı ve yorumlatmalıdır. Bu vasıfta (özellikle) birini bulamayan kimse, gördüğü rüyayı yorumlatmamalı, onu kimseye de söylememelidir. Kendi kendine: "Hayırdır inşallah, Allahımrüyamhayra çıkar." Diyerek, rüyasını unutmalıdır. Böyle yaparsa,rüyasıkötü de olsa, bir zarar görmez demek olur.
Bu kitabım, büyük İslam alimi ve ünlü rüya yorumu bilginlerinden İmam-ı Nablusi, İbn-i Sirin, Cafer-i Sadık, Kirmani, Cabir’il Mağribi, Ebu Saidil Vaiz, Seyyid Süleyman ve diğer rüya yorumu ustalarının muteber tabirlerini ve yorumlarını ihtiva etmektedir (içermektedir).
Her şeyin en doğrusunu bilen yalnızca Cenab-ı Allah’tır. Muvaffakiyet ve başarıya ulaştıran da ancak O’dur. ve minallahit’ Tevfik.
El’Hace Hattat Hafız-Yusuf Tavaslı
GİRİŞ
Rüya ilmi başlı başına bir ilim dalıdır. Görülen rüyaları gerektiği gibi doğru bir şekilde yorumlamak, başlı başına bir bilgiye, bir anlayışa (zekaya) dayanmaktadır. Gelişi güzel rastgele rüya yorumlanma, yorumlanamaz. Hele hele yalan dolan katarak rüya yorumlamak, günahtır. Ahrette azabı gerektiren bir durumdur. Hadis-i şeriflerde bu bilgileri ilerleyen sayfalarımızda göreceğiz. Rüya yorulama işini seven ve isteyen veya bu yolda merakı olan kimselerin, bu işin kurallarını, gerekli şartlarını öğrenmeleri ve konuda emek harcamaları, göz nuru dökmeleri gerekmektedir.
Ey Dost! Rüya denilen muamma, insanoğlunun var oluşuyla başlamıştır. İnsanın yaratılmasıyla başlamış olan rüya ilmi, bütün peygamberlerin kabul ettiği ve önem verdiği bir ilim olarak devam ede gelmiştir. Peygamberler rüya ilmine değer vererek onunla amel etmişlerdir. Hz. Peygambere vahiy, rüya ile başlamıştır. Bu husustaki örnekleri yeri geldikçe okuyacağız.
Rüya denilen hadise (olay) önemli bir hadisedir. İnsanoğlunu devamlı meşgul etmiştir. Dünyanın var oluşundan bu yana insanoğlu, rüya denilen olayları göre gelmiş ve görmeye devam edecektir.
Rüya’nın bu denli öneminden olacak ki, Batı ve Doğu’da pek çok ilim erbabı, rüya ile ilgilenmiş ve bu konuda insanların ilgisini çeken eserler ( kitablar ) yazmışlardır.
Modern ilmin dahi, rüya denilen bu muammayı çözebilmek için kolları sıvadığını görüyoruz. Bununla beraber bu ciddi ve hummalı çalışmalara rağmen, henüz rüyanın muammalığı ve esrarı çözülebilmiş değildir.
Rüya, gaybdan haber alma gerçeğine dayanır. Hz. peygamber Hadis-i Şeriflerinde:
"Salih, imanlı bir kimsenin gördüğü güzel rüya, peygamberliğin kırkaltı cüz’ünden (parçasından) biridir." Buyurmuş ve yine:
"Mü’min bir kimsenin gördüğü rüya, sanki Rabbiyle uykuda konuştuğu bir çeşit sevindirici müjdelerdir."
Ve diğer bir hadislerinde de:
"Benden sonra peygamberlik müjdelerinden hiçbir şey kalmamıştır. Ancak doğru ve Salih rüya "Mübeşşirat" kalmış olacaktır" buyurmuşlardır.
Dinimiz Müslümanlıkta güzel rüyanın önemi büyüktür. Doğru ve gerçek rüya, Peygamberlerin özelliklerinden bir parçadır.
Yani, peygamberler vahiy yolunda gaybdan haber alırlar, gaybdan haberdar edilirler. Hz. Peygamber (s.a.v.), Salih, (doğru) ve güzel rüyayı gaybdan haberdar olma anlamına gelen peygamberlerin vahiy yoluyla gaybdan haberdar olma özelliğine benzetiyor.
Evet, rüyanın insan hayatıyla birlikte ortaya çıktığı ve insanoğlunun var oluşuyla başlamış olduğu gerçeği göz önünde tutulursa, bu ilahi nimetin insanoğluna bir lutuf, bir gaye ve bir amaç için verilmiş olduğu gerçeği ortaya çıkmış olur ve işin aslı da budur.
Ey Dost! Gerçek şudur ki, bu dünyada herkes rüya görebilir. İyi rüyalar olduğu gibi, kötü rüyalar da vardır. Önemli olan iyi rüyalar görebilme kabiliyet ve saadetine erişmektir.
İnsan, rüyada bazen ileride başına gelecek iyilikleri veya kötülükleri aynen görebilir. Bu gündüz gibi apaçık güneş gibi rüyalardır. Bazen de rumuzlu (ileride başına gelecek halleri işaretle) görür ki, bu tür rüyalar ancak yorumlatılarak öğrenilebilir.
Unutulmamalıdır ki rüyalar bir bilen ve rüya işinden anlayan birisine yorumlatılır. Her önüne gelene rüya yorumlattırılmaz. Bu bilgileri yeri geldikçe okuyacağız.
Ey Dost! Rüya, insanoğlunun yaşamında kayıtsız ve şartsız olarak bulunduğuna göre, bu hadiseyi, bu olayı tabir edenlerin de bulunmuş olması bir gerçeğin ifadesidir. Rüya denilen bu güzel nimeti tabir edebilmek, onu kurallarına göre yorumlayabilmek için bu konuda bilgi sahibi olmak gerekir.
Görülen bir rüyaya yalan katmak nasıl ilahi bir suç ise, bilmediği bir rüyayı yalan karıştırarak yorumlamak ta aynı şekilde ilahi bir suç işlemek demektir.
Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şeriflerinde:
"Kim yalancıktan rüya gördüm diye söylenirse, kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine düğümlemesi emredilir." buyurmuşlardır.
Evet iki arpa tanesini birbirine bağlamak, düğümlemek mümkün olmadığına göre, görmediği rüyayı gördüm diyen ve bu yalan rüyayı anlatmak için yalan sözler uyduran kimsenin ahiret azabı çok çetin ve şiddetli olacak demektir. İki arpayı birbirine düğümleyemeyecek ve bu şekilde azab edilecektir. Azabı ve cezası devamlı olacaktır.
Neden cezası büyüktür diyecek olursan, cevab olarak deriz ki, doğru rüya peygamberlikten bir parçadır. Doğru rüya, mü’min ve Müslüman kullarına Allah tarafından sevindirici bir müjdedir. Görmediği rüyayı gördüm diyen kimse, Allah’ iftira etmiş olur. Allah’a iftira etmenin cezası ise, şiddetli ve devamlı olacak demektir.
Yine Hadis-i Şerifte buyuruluyor ki:
"Kim ki, rüyasına kasıtlı olarak yalan karıştırıp anlatırsa, ahrette ateşten bir oturacak yer hazırlamıştır."
Evet, rüyasına yalan karıştıranın göreceği azab böylece bildirilmiş oluyor. Aynı caze ve azab rüyaya yalan karıştırarak yorum ve tabir eden kimseye de verilecektir.
İslam dininde rüyanın önemi bu denli büyüt ve kıymetlidir. Bunun kıymet ve değerini korumalı, bu değerli nimete yalan, dolan karıştırmamalıdır.
KUR’AN-I KERİM’DE RÜYA
Kur’anı Kerim’de güzel rüyalar ile ilgili örnekler verilmektedir. Hz. İbrahim Hz. Yusuf’un rüyaları çok önemli ve net Kur’an’ın verdiği rüya örnekleridir.
ÖNCE RÜYALAR İKİ KISMA AYRILIR:
1-Doğru ve gerçek (Salih) rüyalar.
2-Yalan ve karmakarışık rüyalar.
1-Doğru rüyalar, Allah’tandır. Bunlara Rahmani rüyalar da diyoruz. Aynı zamanda Salih ve sadık rüyalar de deniyor.
2.Kötü ve yalan rüyalar, şeytandandır. Bunlar şeytani rüyalar da diyoruz ki bunlar karışık, karmakarışık rüyalardır.
Doğru rüyalar, gündüz gibi aşikar olup apaçık gerçekleşen rüyalardır. Bunların tabir edilmeye, yorumlanmaya ihtiyacı yoktur. Dolayısıyla bu rüyalar tabir edilmez, görüldüğü gibi tatbik edilir (uygulanır).
Kur’an-ı Kerim’de bunun örnekleri vardır. Bu gerçek rüyaları olduğu gibi kabul etmişlerdir. Gördüğü gibi uygulamışlar ve rüya ile amel edilmiştir.Hz. İbrahim peygamberin rüyasını bu konuda örnek alabiliriz.
Açıklamalı Büyük Rüyâ Tabirleri Ansiklopedisi adını verdi ve not;ğim bu eserimi, değerli okurlarıma sunarken, rüyâ görmekle il ve not;gili, bir kaç kısa cümlecikle ifâde-i meramda bulunmayı mavafık gördüm.
Şu fâni dünyada rüyâ görmeyen hiç bir insan yoktur. Her in ve not;san rüyâ görür, görecektir ve görmeye devam edecektir. Şu da bir gerçektir ki, rüyâ görmek, ya da görmemek, hiç kimsenin kendi elinde ve kendi isteğinde olan bir durum da değildir. Herkes rü ve not;yâ görür, hiç kimse ben rüyâ görmüyorum diyemez. Hoş insan rüyâ görmek istese de göremez ya! Bir kimse, rüyâ görmek için, her ne kadar istekli olursa olsun, kendi çabasıyla rüyâ görmesi mümkün değildir. Belli ki, rüyâ denen müjdeyi, insana gösteren ve hazırlayıp sunan bir kuvvet ve kudret var. Hiçbir şey tesâdüfî (kendiliğinden olmuş) değildir. Rüyâ deyip geçmeyesin. Onun diz ve not;ginini tutan, dilediğini dilediğine veren, istediğini istediğine gös ve not;teren bir kudret var. Ve o kudretin gücü herşeye yetmektedir.
Şu da akılda tutulması gerekli bir gerçektir ki, bir kimsenin gördüğü rüyâlar, iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır. İyi ve güzel rüyâlar olduğu gibi, kötü ve korkulu rüyâlar da vardır. Önemli olan kişinin, iyi ve güzel rüyâlar görebilme mutluluğuna ermesidir. Yüce peygamberimiz hadis-i şeriflerinde rüyâlar açıklık ve netlik bakımından üç kışıma ayrılırlar buyurmuştur:
1.Allah tarafından, yani uykuda iken kuluna Allah’ın bildir ve not;diği rüyâdır ki, yoruma ihtiyacı yoktur. Açık ve nettir.
2.Melek tarafından, yani kişiye uykusunda rüyâ meleği tara ve not;fından gösterilir ki, bu rüyâ yoruma muhtaçtır.
3.Şeytan tarafından, yani kişiye uykusunda şeytan tarafın ve not;dan telkin edilen, gösterilendir ki, "Edğâs-u ahlâm"dır. Yorum ve not;lanmayadeğmez, karma karışık seçilemeyen rüyâlardır. Allah Teâla ve melek tarafından gösterilen rüyâlar, iyi ve güzel rüyâlardır. Şeytan tarafından telkin edilip gösterilen rüyâlar, kötü ve korkulu rüyâlardır. Çünkü şeytan, insana hayır göstermez. O kö-tülüğün kaynağı, insanın düşmanıdır.
Şu gerçeği de aklımızda tutalım ki, görülen rüyâları kötüye yormamalıyız. Çünkü rüyâlar nasıl yorumlanırsa, öyle çıkar, ya ve not;pılan yoruma göre gerçekleşir.
Rüyâ tâbiri ilmi, dinimiz İslâm’da önemli bir ilimdir. Yüce ki ve not;tabımızKurân-ı Kerim’de bildirilen misâl ve örnekler, yüce pey ve not;gamberimizden gelen bilgiler, bu ilmin değerini gösteren yanıl ve not;maz gerçek belgelerdir.
Görülen rüyâyı yorumlama konusunda ise; bilgi ve ehliyet sahibi, insanların hayır ve iyiliğini isteyen, nasihat ve öğüt ehli, gönlü Allah sevgisiyle dobdolu kimseye anlatmalı ve yorumlatmalıdır. Bu vasıfta (özellikte) birini bulamayankimse, gördüğü rüyâyı yorumlatmamak, onu kimseye de söylememelidir. Kendi kendine: "Hayırdır inşallah, Allahım rüyam hayra çıkar."diyerek, rüyâsını unutmalıdır. Böyle yaparsa, rüyâsı kötü de olsa, bir za-rargörmez demek olur.
Bu kitabım, büyük İslâm âlimi ve ünlü rüyâ yorumu bilginle ve not;rinden İmâm-ı Nablûsî, İbn-i Kesir, İbn-i Şirin, Câfer-i Sadık, Kirmânî, Câbir’il Mağribî, Ebû Saidil’Vâiz, Seyyid Süleyman ve diğer rüyâ yorumu ustalarının mûteber tâbirlerini ve yorumlarını ihtivâ etmektedir (içermektedir).
Herşeyin en doğrusunu bilen yalnızca Cenâb-ı Allah’tır. Mu ve not;vaffakiyet ve başarıya ulaştıran da ancak O’dur. Ve minallahit tevfik.
Rüyâ ilmi başlı başına bir ilim dalıdır. Görülen rüyâları ge ve not;rektiği gibi doğru bir şekilde yorumlamak, başlı başına bir bil ve not;giye, bir anlayışa (zekâya) dayanmaktır. Gelişi güzel rastgele rü ve not;yâ yorumlanmaz, yorumlanamaz. Hele hele yalan dolan kata ve not;rak rüyâ yorumlamak, günahtır. ve Acirc;hirette azabı gerektiren bir durumdur. Hadis-i şeriflerde bu bilgileri ilerleyen sayfalarımız ve not;da göreceğiz. Rüyâ yorumlama işini seven ve isteyen veya bu yolda merakı olan kimselerin, bu işin kurallarını, gerekli şartla ve not;rını öğrenmeleri ve konuda emek harcamaları, göznûru dök ve not;meleri gerekmektedir.
Ey Dost! Rüyâ denilen muamma, insanoğlunun var oluşuy ve not;la başlamıştır. İnsanın yaratılmasıyla başlamış olan rüyâ ilmi, bütün peygamberlerin kabul ettiği ve önem verdiği bir ilim ola ve not;rak devam ede gelmiştir. Peygamberler rüyâ ilmine değer vere ve not;rek onunla amel etmişlerdir. Hz. Peygambere vahiy, rüyâ ile başlamıştır. Bu husustaki örnekleri yeri geldikçe okuyacağız.
Rüyâ denilen hadise (olay) çok önemli bir hadisedir. İnsa ve not;noğlunu devamlı meşgul etmiştir. Dünyanın var oluşundan bu yana insanoğlu, rüyâ denilen olayları göre gelmiş ve görmeye devam edecektir.
Rüyâ’nm bu denli öneminden olacak ki, Batı ve Doğu’da pek çok ilim erbabı, rüyâ ile ilgilenmiş ve bu konuda insanların ilgisini çeken eserler (kitablar)yazmışlardır.
Modern ilmin dahi, rüyâ denilen bu muammayı çözebil ve not;mek için kolları sıvadığını görüyoruz. Bununla bereber bu ciddi ve hummalı çalışmalara rağmen, henüz rüyânın muammalığı ve esrarı çözülebilmiş değildir.
Rüyâ, gayıbdan haber alma gerçeğine dayanır. Hz. Peygam ve not;ber Hadis-i Şeriflerinde:
"Salih, imanlı bir kimsenin gördüğü güzel rüyâ, peygamberli ve not;ğin kırk altı cüz’ünden (parçasından) biridir." buyurmuş ve yine:
"Mü’min bir kimsenin gördüğü rüyâ, sanki Rabbiyle uykuda ko ve not;nuştuğu bir çeşit sevindirici müjdelerdir" ve diğer bir hadislerinde de:
"Benden sonra peygamberlik müjdelerinden hiç bir şey kalma ve not;mıştır. Ancak doğru ve salih rüyâ "Mübeşşirât" kalmış olacaktır" buyurmuşlardır.
Dinimiz müslümanlıkta güzel rüyânın önemi büyüktür. Doğru ve gerçek rüyâ, Peygamberlerin özelliklerinden bir par ve not;çadır.
Yani, peygamberler vahiy yoluyla gayıbdan haber alırlar, gayıbdan haberdâr edilirler. Hz.Peygamber (s.a.u.), salih, (doğru) ve güzel rüyâyı gayıbdan haberdâr olma anlamına gelen pey ve not;gamberlerin vahiy yoluyla gayıbdan haberdâr olma özelliğine benzetiyor.
Evet, rüyânm insan hayatıyla birlikte ortaya çıktığı ve insa ve not;noğlunun var oluşuyla başlamış olduğu gerçeği gözönünde tu ve not;tulursa, bu İlâhi nimetin insanoğluna bir lutûf, bir gaye ve bir amaç için verilmiş olduğu gerçeği ortaya çıkmış olur ve işin as ve not;lı da budur.
Ey Dost! Gerçek şudur ki, bu dünyada herkes rüyâ görebilir. İyi rüyâlar olduğu gibi, kötü rüyâlar da vardır. Önemli olan iyi rüyâlar görebilme kabiliyet ve saâdetine erişmektir.
İnsan, rüyâda bazen ileride başına gelecek iyilikleri veya kötülükleri aynen görebilir. Bu gündüz gibi apaçık güneş gibi rüyâlardır. Bazen de rumuzlu (ileridebaşına gelecek halleri işaret ve not;le) görür ki, bu tür rüyâlar ancak yorumlatılarak öğrenilebilir.
Unutulmamalıdır ki rüyâlar bir bilen ve rüyâ işinden anla ve not;yan birisine yorumlatılır. Her önüne gelene rüyâ yorumlattırılmaz. Bu bilgileri yeri geldikçe okuyacağız.
Ey Dost! Rüyâ, insanoğlunun yaşamında kayıtsız ve şartsız olarak bulunduğuna göre, bu hadiseyi, bu olayı tabir edenlerin de bulunmuş olması bir gerçeğin ifadesidir. Rüyâ denilen bu güzel nimeti tabir edebilmek, onu kurallarına göre yorumlaya ve not;bilmek için bu konuda bilgi sahibi olmak gerekir.
Görülen bir rüyâya yalan katmak nasıl İlâhi bir suç ise, bil ve not;mediği bir rüyâyı yalan karıştırarak yorumlamak ta aynı şekil ve not;de İlâhi bir suç işlemek demektir.
Sevgili Peygamberimiz Hadis-î Şeriflerinde:
"Kim yalancıktan rüyâ gördüm diye söylerse, kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine düğümlemesiemredilir." buyurmuşlardır.
Evet iki arpa tanesini birbirine bağlamak, düğümlemek mümkün olmadığına göre, görmediği rüyâyı gördüm diyen ve bu yalan rüyâyı anlatmak için yalan sözler uyduran kimsenin âhiret azabı çok çetin ve şiddetli olacak demektir. İki arpayı bir ve not;birine düğümleyemeyecek ve bu şekilde azab edilecektir. Azabı ve cezâsı devamlı olacaktır.
Neden cezası büyüktür diyecek olursan, cevâb olarak deriz ki, doğru rüyâ peygamberlikten bir parçadır. Doğru rüyâ, mü’min ve müslüman kullarına Allah tarafından sevindirici bir müjdedir, görmediği bir rüyâyı gördüm diyen kimse, Allâh’a if ve not;tira etmiş olur. Allâh’a iftira etmenin cezâsı ise, şiddetli ve de ve not;vamlı olacak demektir.
Yine Hadis-i Şerifde buyuruluyor ki:
"Kim ki, rüyasına kasıtlı olarak yalankarıştırıp anlatırsa, âhi- rette ateşten bir oturacak yer hazırlamıştır."
Evet, rüyâsma yalan karıştıranın göreceği azâb böylece bil ve not;dirilmiş oluyor. Aynı cezâ ve azab rüyâya yalan karıştırarak yo ve not;rum ve tabir eden kimseye de verilecektir.