Son ve ekmel din olan ve on beş asırdan beri temel kaynakları Allah-u Te‘âlâ'nın izniyle muhafaza edilerek bize kadar ulaşmış bulunan İslam Dîni, kıyamete kadar insanları nura, hidayete ve kurtuluşa çağırmaya devam edecektir.
İnsanlar için dünya ve ahiret saadetinin kaynağı ve garantisi olan bu dinden, herkes, ona layık olduğu miktarda, samimiyeti ve gayreti ölçüsünde nasibdar olur.
Bu dünyada hedefini şaşırmadan, istikametini bozmadan yürümeyi başarabilenler için İslam Dini, hem bu dünyada, hem de âhirette saadet, selamet ve esenlik demektir.
İnsanların bu dünyadaki varoluş sebebi, Yüce Yaradan'a kulluk etmektir. Nitekim, yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de, 'Ben, cinleri ve insanları ancak (bana) kulluk etsinler diye yarattım.' (Zariyat Sûresi:56) buyrulmaktadır. Demek ki, insanların temel maksadı, Yüce Yaratıcı'ya kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirmektir.