Kâinattaki en büyük hadise, hiç şüphesiz Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) dünyaya gelişidir. Zira Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) nuru, yaratılanların en evveli ve özüdür. O, yaratılış ağacının çekirdeğidir. Allahü Teâlâ (c.c.) O’nun gelişini takdir etmeseydi, kâinat da, insan da olmayacaktı. Dolayısıyla imtihan dünyasının kapısı da açılmayacaktı.
Allahü Teâlâ (c.c.) “Ey Habibim! Sen olmasaydın felekleri (kâinatı) yaratmazdım” hadis-i kutsisi ile bu gerçeğe işaret etmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Biz Seni ancak âlemlere rahmet olasın diye yarattık” ayet-i kerimesinde de beyan edildiği üzere bütün yaratılanlara rahmet vesilesidir.
Bu eserde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) nurunun yaratılması, nesilden nesile tertemiz bir şekilde taşınması ve dünyaya gelmesi ele alınıp, tafsilatlı bir şekilde açıklanılmaktadır.
Bu ürün için taksit yapılmamaktadır.