Sahih Buhari Muhtasarı-Hanefi Akın
SAHİH-İ BUHARİ MUHTASARI 1312 Sayfa 2231 Hadisten oluşmaktadır.
"Sözün en hayırlısı, Allah’ın kitabıdır. Yolların en doğrusu da, Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan çıkarılanlarıdır” (Müslim, Cuma 43 (867); Nesâî, İydeyn 22; ibn Mâce, Mukaddime 7 (45); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/319, 338, 371)
Fesahat ve belagat yönünden tüm incelikleri en üst seviyede ihtiva ettiği, ya pek açık şekilde veya işaret yoluyla her şeyi açıkladığı için sözlerin en güzeli, en hayırlısı ve en doğrusu Allah’ın kelâmı, Kur’an-ı Kerim’dir.
Böylesine güzel, doğru ve hayırlı olan söze itibar etmek, onu benimsemek, yaşamak ve gelecek nesillere benimsetmek, hem en üstün iş, hem de en büyük mutluluktur.
Hayatı, Kur’an lisanıyla, inananlara "en güzel örnek" olarak tanıtılmış olan Hz. Peygamber’in yaşayış tarzı, elbette yolların en güzelidir. Binâenaleyh, bu güzellikler manzumesine yabancı bütün anlayış ve uygulamalar, birer yozlaşma ve “bid’at"tir. "İşlerin en zararlısı ve şerlisi" de işte bu sebeple, bid’atlerdir. İslâmî anlayış ve yaşayışın prensipleri, sözlerin en güzeli Kur’an-ı Kerim ile en güzel şekilde; uygulama şekilleri de yolların en doğrusu Hz. Peygamber’in irşâd ve örnek hayatı ile en güzel ve mükemmel biçimde ortaya konulmuş bulunmaktadır. Bu sebeple, bu güzelliklere ters düşecek hiçbir söz, fikir ve uygulama, asla iltifata lâyık değildir; aldatıcıdır, saptırıcıdır. Mutlak surette böylesi yabancı unsurlara karşı tam bir uyanıklık içinde olunmalıdır. Söz, Allah’ın sözü; iz, Hz. Muhammed (s.a.v)’in izidir.