Mektubat-ı Rabbani gibi eşsiz bir eserin anlaşılması ve anlatılması manasındaki tercüme işinin ne kadar zor ve müşkil olduğu açıktır. Bu sahada gerçekten mükemmel olanların kitap yazmadığı, bilakis yaşayarak tasavvufu hayatına tatbik ettiği bir ortamda, söz ve yazı ile ifadenin ancak bu kadar olabileceğini kabul etmek lazımdır.
Diğer bütün tercümelerin değişik yönleri olup, çeşitli faydalara sahip olduğu açıktır. Bizim tercümemiz ise aslına sadık kalarak tasavvufu yaşamakla, tatbik ile elde edilecek olan marifetlere işaret ve teşvikler içermektedir.
Bu ilimlerde bizleri yetiştiren Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri (KS.) nin elbette çok büyük payı ve tesiri vardır. Tüm okurlarımızı “Mektûbât”tan uzak kalındığı an feyiz kesilir buyuran Mahmud Efendi Hazretleri'nin sözleri ve yazılarını örnek almaya davet ederek, eserimizin kabulünü, bu yolda faideli olmak dileğiyle bu aciz kulunu muvaffak eylemesini yüce Rabbimden niyaz ederim.